Asgari ücret fırsatçıları zamlara başladı
Yine aynı filmi izliyoruz.
Asgari ücretin belirlenme aşamasında zamlar da yağmaya başladı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kasım ayında markette 42 ürünün 38'inde fiyatlar artarken, 4'ünde düştüğünü açıkladı:
"Kasım ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 253,7 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat farkını yüzde 204,9 ile patates, yüzde 197,4 ile kuru kayısı, yüzde 193,1 ile havuç ve yüzde 188,7 ile antepfıstığı takip etti."
Daha net örnek verelim:
Marketlerde üreticide 8 lira 25 kuruş olan limon 29 lira 18 kuruşa (3,5 kat fazlaya), 6 lira 13 kuruş olan patates 18 lira 69 kuruşa (3 kat fazlaya), 135 lira olan kuru kayısı 401 lira 52 kuruşa (3 kat fazlaya), 11 lira 50 kuruş olan havuç 33 lira 71 kuruşa (2,9 kat fazlaya) satıldı.
Kasım ayında marketlerde fiyatı en fazla artan ürün ise yüzde 69,2 ile patlıcan oldu. Patlıcanı yüzde 47,5 ile artışla domates, yüzde 42,3 ile kuru soğan, yüzde 39,4 ile karnabahar takip etti.
Bu artışlar vatandaşın da gözünden kaçmıyor.
İşte sosyal medyadan vatandaş yorumları:
Sadece marketler mi? Asıl durdurulamayanlar restoranlar, lokantalar, pazarcılar, manavlar ve birçok küçük esnaf!
Eskiden dövizdeki artış, enflasyon bahane edilirdi şimdiki bahane ise; "Asgari ücretlerde yapılacak artış, işçi giderleri artacak"
Asgari ücretle çalışanların maaşlarına zam yapılmasın mı? Köle olmalarını mı istiyorsunuz?
Asıl kötüsü ise daha vatandaş zamlı maaşını cebine koymadan zam yağmurunun başlaması.
Öte yandan Ticaret Bakanlığı ekipleri de denetimleri sıklaştırdı. İstanbul'da 25 ilçede 45 ekiple birlikte temel gıda ve ihtiyaç ürünlerine yönelik fahiş fiyat ve etiket denetimi yapıldı ama bu denetimler yetersiz!
Özetle fırsatçılar yine iş başında! Her sektörde fiyatlar daha sıkı denetlenmeli!
***
ASGARİ ÜCRET HİÇ AÇIKLANMASIN!
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Asgari ücret, adı üzerinde bundan daha aşağısı olmaz, denilen bir ücrettir, bundan daha fazla ücret verenlerin elini kimse tutmuyor, imkânı olan herkes daha fazla versin, bunu kim istemez" dedi.
Önemli bir tespit bu.
Eskiden asgari ücret belirlenirken bu kadar tartışma yaşanmazdı. Açıklanan artış fazla gündem olmazdı.
Ve genelde çalışana asgari ücretin üzerinde ücret verilirdi.
Şimdi ise Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilen prime esas kazançlara göre Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor.
Asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında ücretle çalışanların sayısı ise 13 milyona ulaşıyor.
7 milyon yüksek bir sayı.
Asgari ücreti belirleme tartışmalarının üç-dört ay önceden başlaması hem enflasyon hem de işveren üzerinde psikolojik bir etki yaratıyor!
Devlet asgari ücret çalışanların ezilmemesi için açıklıyor.
Ancak birçok şirket ve işveren asgari ücreti işine geldiği gibi "Devletin uygun gördüğü maaş bu" diyerek yorumluyor!
Bu bahane ortadan kaldırılmalı!
İddia ediyorum; asgari ücret hiç açıklanmasa, serbest piyasa ücretleri belirlese çalışanların maaşları daha yüksek olur!
***
SÖZLEŞME OKUMANIN FAYDASI
Bir uygulama indirirken, bir yere abone olurken karşımıza çıkan uzun ve karmaşık sözleşmeleri çoğumuz okumadan ya reddediyoruz ya da kabul ediyoruz.
Bazen onay verdiğimiz sözleşmelerde tüketiciyi zor durumda bırakacak maddeler de yer alıyor.
Amerikalı bir lise öğretmeni olan Donelan Andrews ise sözleşmeleri dikkatlice okuduğu için 10 bin dolar kazanmış, iyi mi?
Donelan, Londra'ya yapacağı bir seyahat için alacağı seyahat sigortasının sözleşmesini de onay verdiği diğer sözleşmelerde olduğu gibi dikkatlice okudu.
Ve o uzun karmaşık sözleşme metninde gizlenmiş bir maddeyi fark etti.
Meğer sigorta şirketi sözleşmelerinin içine bir yarışma gizlemiş! Sözleşme metninde "bu maddeyi okuyup ilk başvuran kişiye 10 bin dolar verilecek" diye bir madde eklenmiş.
Amaç "Sözleşmeleri okuyun haklarınızı bilin" farkındalığı yaratmak.
Söz konusu şirket hem farkındalık yarattı hem de bu ilginç yarışmayla markasının ismini duyurdu.
Keşke bizim şirketler de böyle zekice işler yapsalar da vatandaşta sözleşme okuma alışkanlığı gelişse...
***
YILIN KELİMESİ: BEYİN ERİMESİ!
Oxford İngilizce Sözlüğü, 2024 yılının en popüler kelimesini "brain rot" (beyin çürümesi/ beyin erimesi) seçti.
'Brain rot'; insanların çoğunlukla sosyal medyada kolay tüketilebilen, zihinsel efor gerektirmeyen niteliksiz içerikleri fazlaca tüketmesi sonucu zihinlerinde yol açan bozulma anlamına geliyor. Buna kişilerin entelektüel seviyelerinde düşüş de diyebiliriz. Oxford İngilizce Sözlüğü kutlarım. Son yılların en önemli sorunlarından birine dikkat çekmiş oldular. TikTok, Instagram, YouTube gibi sosyal medya platformlarında kısa video ya da fotoğrafları kaydırarak vakit geçirmek insanlarda büyük bağımlılık yaratıyor.
Bu videolar öyle algoritmalarla hazırlanıyor ki, bazen insanlar gün içerisinde saatlerce bu videoları izliyorlar. Beyin çürümesine en çok maruz kalanlar ise çocuklar ve gençler. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sosyal medya kullanımına yaş sınırı getirilmesinin nedeni de beyin çürümesi!
Çocuklar ve gençler kendilerini bilgi ve vizyon anlamında yetiştirecekleri en önemli yıllarını sosyal medyada heba ediyorlar ve okuduğunu bile anlamayan bir nesil çıkıyor ortaya.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."