20 gün önce sipariş verdiği lambanın kırık şekilde eline ulaştığını savunan komedyen Cem Yılmaz, iade için mail attığını ancak bir türlü iadenin gerçekleşmediğini açıkladı.
Ulaştığı markanın lambayı kontrol ederek koyduklarını belirtmesi üzerine daha da sinirlenen Yılmaz, şu paylaşımı yaptı:
“Yani diyor ki Cem Efendi lambayı kırmışsın bırak şimdi iade ayaklarını… Ben de huzurunuzda 43.000 TL’lik lamba için markasına 43 milyonluk zarar veren bu arkadaşları kutluyor başarılarının devamını diliyorum.”
Yılmaz’ın ürünü satın aldığı firma Türkiye’nin en ünlü markalarından biri.
Böyle bir markanın Cem Yılmaz’la takışması gerçekten garip!
Yılmaz’ın iade için çevrimiçi kayıt açmayı ‘Bakın beni nelerle uğraştırdınız’ gibi lanse etmesi ve bir sosyal medya paylaşımıyla bir markayı 43 milyon TL zarara uğratacağını düşünmesi hoş bir durum değil.
Yani sadece yaşadığı mağduriyeti sade bir dille dile getirse daha şık bir davranış olurdu!
Bu polis denetlemesine takılınca “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” demeye benziyor!
Yılmaz’ın haklı olsa bile yaklaşımı mütevazı değil. Öte yandan koskoca Cem Yılmaz’a bunu yapan bir firma bize sadece vatandaşlara neler yapmaz?
İşte asıl bunu tartışmalıyız; her gün çevrimiçi satış firmalarından mağdur olan binlerce insan var.
Dertlerini anlatamıyorlar, haklarını arayınca sonuca ulaşamıyorlar ya da hak aramak büyük bir derde dönüşüyor vs.
Özetle çevrimiçi ticarette tüketici dostu daha çok yasalara ihtiyaç var.
***
İNGİLİZLERİN KAÇIRDIĞI OSMANLI HAZİNELERİ
İngiltere ve Yunanistan başbakanları arasında geçtiğimiz ay gerçekleşen görüşmede, İngiltere’nin Parthenon Heykelleri’ni Atina’ya iade edip etmemesi gerektiği konusunda uzun süredir devam eden tartışmayı bir kez daha canlandırdı.
Ancak İngiltere eserleri iade etmek istemiyor.
Parthenon Heykelleri’nin de bulunduğu Londra’daki British Museum’a üç kere gitmeme ve her gidişimde yaklaşık üç-dört saat dolaşmama rağmen gezmeyi bir türlü bitirememiştim.
İngilizler sömürgecilik döneminde birçok ülkedeki tarihi eserleri kaçırıp Londra’ya getirmişler!
British Museum’un 8 milyon eserden oluşan kalıcı koleksiyonu, dünyanın en büyük ve en kapsamlı koleksiyonlarından biri.
Bir de İngiltere’deki diğer müzelerdeki kaçırılmış eserleri düşünün!
Sadece British Museum’da İtalya’dan 148 bin 749 eser, Fransa’dan 82 bin 201 eser var.
Müzede en çok eserin kaçırıldığı üçüncü ülke ise Türkiye (75 bin 300 eser).
Almanya’dan 67 bin 158, Yunanistan’dan ise 65 bin 576 eser bulunuyor.
Aslında Balkanlar, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’nun yüzyıllarca Osmanlı İmparatorluğu’nda kalan toprakları hesaba katarsak müzede yabancı ülkelerden getirilmiş en çok eser bize ait diyebiliriz.
Müzedeki en değerli eser olan, Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak kabul edilen Halikarnas Mozolesi Kalıntıları, Muğla-Bodrum’dan çıkarıldı.
1800’lü yılların başında, İngiltere’nin Osmanlı Devleti Büyükelçisi Lord Elgin, Parthenon’da kalan heykellerin yaklaşık yarısının ‘korunması’ için yerel yetkililerden izin aldığı iddia edilmişti.
Lord Elgin arkeoloji dünyasında İngiltere’nin geniş sömürgeci hırslarının sembolü ‘açgözlü bir aristokrat’ olarak görülüyor.
Aslına bakarsanız Osman Hamdi Bey’e kadar Osmanlı’da arkeoloji kimsenin ilgilenmediği bir alandı ve bu boşluktan sadece İngilizler değil, Almanlar da çok faydalandı!
Çok değerli eserler Almanya’ya hediye edildi.
Osmanlı’nın son dönemlerinde arkeolojik kazıları genelde yabancılar yapıyordu. Hediye edilmeyen eserleri de kim kazı yapıyorsa parça parça ülkemizden kaçırmışlardı!
Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açtığı davalar sayesinde son beş yılda 8 bin kadar tarihi eser ülkemize döndü.
Ancak asıl hazineler kazanılmadı. Örneğin Berlin Müzesi’ndeki Milet Güney Agora Kuzey Kapısı, Zeus Sunağı ve Athena Tapınağı Propylonu…
British Museum’da bulunan Nereidler Anıtı (Ksanthos)… Paris Louvre Müzesi’nde bulunan Üç Güzeller Mozaiği…
Asıl bu paha biçilmez eserleri kazanmamız gerekiyor!
***
ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 20. haftadan itibaren tüm Süper Lig karşılaşmalarında yabancı VAR hakeminin olacağını açıkladı.
Başta Galatasaray ile yaptıkları maçlar olmak üzere Trabzonspor ve Beşiktaş büyük haksızlıklara uğrayıp şampiyonluk yarışından düştükten sonra…
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında sekiz puanlık bir fark oluştuktan sonra VAR’a yabancı hakem atamak bir şeyi değiştirmez.
Atı alan Üsküdar’ı geçti. Büyük hakem skandalları sayesinde Galatasaray’ın şampiyonluğu garantilendi!
Ayrıca Yabancı VAR hakemi, bundan sonra da asıl sorunu çözemez!
Galatasaray’ın en çok kayrıldığı ve avantaj sağladığı alanlar; verilen verilmeyen fauller, sarı kartlar, oyun içinde izin verilen sertlik.
Esas bu alandaki hakem tercihleri maçın sonucunu belirliyor. Ve VAR’ın bu alanlara fazla müdahalesi olamıyor!
VAR’a yabancı hakem getirilmesi ‘YAPI’nın işine bile yarayacak! Denilecek ki, “Yabancı hakem istediniz getirildi” ama bu bozuk düzeni değiştirmeyecek!
Böyle yazınca itiraz eden okurlar oluyor.
Lütfen geçtiğimiz yıldan bu yana yapılan hakem hatalarının listelerine bakın.
Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Trabzonspor lehine yapılmış tek tük hakem hatalarını örnek göstermeyin!
Galatasaray’a en son iç sahada kırmızı kart son Dünya Kupası’ndan önce gösterildi yahu!
Bunun gibi daha birçok veri var.
Fotoğraftaki ligin ilk 18 haftası itibariyle üç büyüklerin sarı ve kırmızı kart avantaj tablosu bile her şeyi özetliyor!
Hangi takımı tuttuğumuz önemli değil. Bir futbolsever olarak; hak edenin kazandığı adil bir lig istiyoruz! Hepsi bu!
***
Altyazı
“Ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.” (Salo o le 120 Giornate di Sodoma)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
News
